Haziran ayı enflasyonunun piyasa tahminlerinin altında gelmesi, TL varlıklar açısından pozitif bir başlangıç sundu. Aylık bazda %1,37, yıllıkta ise %35,05’e gerileyen TÜFE, dezenflasyon sürecinin sürmekte olduğunu gösterirken, TL üzerindeki baskıyı geçici de olsa hafifletti. Dolar/TL kuru, haftayı 39,70–39,90 aralığında geçirirken, enflasyon verisi sonrası kısa süreli bir aşağı yönlü hareket gözlense de bu hareketin sürdürülebilir olması için dış faktörlerin desteği kritik görünüyor.
Yurt içinde enflasyondaki bu gerileme, hem beklentileri şekillendiriyor hem de TCMB’nin para politikasına alan açıyor. Özellikle son dönemde iç talepteki yavaşlama, uzun vadeli faizlerdeki gerileme, CDS primindeki düşüş ve rezervlerdeki toparlanma, Temmuz ayında faiz indirimi ihtimalini gündeme taşıdı. Piyasa artık, yılın geri kalanında kademeli indirimlerle politika faizinin %35’e kadar düşebileceğini fiyatlamaya başladı. Ancak, Temmuz’da doğalgaz zamları ve ÖTV ayarlamaları, bu sürecin önünde kısa vadeli riskler oluşturmaya devam ediyor.
Küresel cephede ise doların yönü, ABD’nin ticaret politikaları ve Fed’e yönelik siyasi baskılarla şekilleniyor. ABD’nin Çin’e karşı başlattığı stratejik ayrışmayı Asya geneline yayma çabası; Vietnam, Hindistan gibi ülkelerle yeni ticaret düzenlemeleriyle ivme kazanıyor. Bu durum, küresel ticaret zincirlerini yeniden şekillendirirken piyasalarda dalgalanma riskini artırıyor. Diğer yandan, Trump’ın vergi/harcama planı ve Fed Başkanı Powell’a yönelik siyasi baskılar, para politikası üzerindeki belirsizliği büyütüyor. Bu bağlamda açıklanacak tarım dışı istihdam verisi, faiz indirimi beklentilerinin şekillenmesinde kilit rol oynayabilir. Zayıf veriler, gelişmekte olan ülke kurlarına destek verse de TL’nin kırılganlığı nedeniyle bu avantaj sınırlı kalabilir.
Teknik açıdan, dolar/TL kurunda kısa vadeli yön arayışı sürüyor. Parite 39,90 seviyesini tekrar test ederken, bu bölge üzerindeki kalıcılık 40 psikolojik direncini gündeme getirebilir. Öte yandan, yükseliş ivmesinin zayıflaması durumunda 39,83 destek seviyesi öne çıkıyor. Kurun bu seviyeler arasında kalmaya devam etmesi, piyasada bir denge arayışını işaret ediyor.
Sonuç olarak, enflasyondaki iyileşme TL tarafında kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da, kalıcı bir değerlenme için hem içerdeki para politikası adımlarının hem de dışarıdaki jeopolitik ve ekonomik risklerin uyumlu şekilde seyretmesi gerekiyor. Önümüzdeki günlerde, içeride TCMB’nin faiz kararı, dışarıda ise ABD verileri ve ticaret politikaları TL’nin seyrinde belirleyici olacak. Kurda kısa vadede 39,75–39,90 bandında yönsüz dalgalanma öne çıkabilir.